16 Mayıs 2012 Çarşamba

MÜSLÜMANLARIN BİLİM VE MEDENİYETE KATKILARI

       İslamiyet, her dinden daha çok bilime değer verdiği ve bilimsel ilerlemeyi emrettiği için, Müslümanlar bu yönde büyük çaba harcamışlardır. 9. yüzyıldan itibaren sürekli gelişmeye başlayan İslam bilim ve medeniyet tarihi, 10., 11., 12., 13., yüzyıllarda ve 14. yüzyılın ortalarına kadar altın çağını yaşayarak zirveye çıkmıştır. Bu 4-5 asırlık devrede, Müslüman bilim adamları bir yandan eski medeniyetlerden tercüme ederek aldıkları teori ve fikirlerin yanlışlıklarını atıp, doğrularını geliştirerek bilimsel temele oturtmuşlar; bir yandan da birbirinden güzel teori ve icatlar ortaya koymuşlardır. Bu teori ve icatlara, İslam dini ve dünya görüşüne dayanan bir bilim felsefesiyle yön vermişlerdir. Gayeleri, bugün görüldüğü gibi doğayı kirletmek ve tahrib etmek değildi. Aksine amaçları doğayı güzelleştirmek, doğadaki ve insandaki ilahi hikmetlere işaret etmek ve ihtiyaçlar nisbetinde insanlara fayda sağlamaktı. Müslümanların ortaya koydukları bilimsel teori ve icatların bir çoğu, bugünkü modern bilimin temelini oluşturmuştur.

Müslümanların bilim ve medeniyete katkılarını anlatan, derste kullanılabilecek faydalı bir video  


 _________________________________________________
Bilim adamlarını ve icatlarını tanıtan slayt şeklinde hazırlanmış bir video

_________________________________________________

1001 icat isimli müslüman bilim adamlarını tanıtan güzel bir video...  

 ________________________________________________

1001 icat sergisi...   


Leia Mais…

İSLAM MEDENİYETİNDE EĞİTİM KURUMLARI

    
    İslam dünyasının karakteristik eğitim kurumu medreselerdir başlangıçta Türk-İslâm kültür çevrelerinde ortaya çıkıp gelişmesine karşın, zaman içinde her tarafa yayılmışve ilköğretim üstündeki değişik eğitim kademelerini temsil etmiştir.

         Osmanlı Türkleri medreseyi hem yapı hem tedrisat bakımından geliştirmişlerdir. Büyük külliyeler içindeki medreseler yanında küçük manzumelerin bir parçası olan medreseler ve müstakil medreseler de bina etmişlerdir
                                             
   Osmanlı’da Eğitim

       Osmanlı dünyasında eğitim yüzyıllarca resmi ve gayri resmi müesseseler yoluyla yürütülmüştür. Bu farklı müesseseler arasında en önemlisi ve ilim ile ilgili faaliyetlerin başta gelen kaynağı şüphesiz medreselerdir

      Medreseler, içerisinde öğrencilerin öğrenimleri yanında yeme, içme ve  barınma ihtiyaçlarının karşılandığı vakıflar tarafından finanse edilen bir yatılı okul şeklinde organize edildi.



 Konuyla ilgili faydalanılabilecek videolar


Leia Mais…

15 Mayıs 2012 Salı

İSLAM AKLI KULLANMAYI VE BİLİMİ TEŞVİK EDER

    İslam’ın ilk emri okuma, bilme ve öğrenme vurgularını içerir: “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla…İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir.”(Alâk suresi, 1-5. ayetler) Aklı kullanmayı teşvik eden İslam, aklın ve bilginin sistemli kullanıldığı bilimi de teşvik eder. Bilimin insanlar arasındaki üstünlük ve ilerilik vasıflarından biri olduğuna dikkat çeker:

     “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer suresi, 12. ayet) Başka bir üstünlük aracı olan, Allah’tan korkmak (takva) konusunda da şöyle der: “Allah’ın kulları arasında O’ndan en çok bilginler korkar.”(Fatır suresi, 28. ayet )

Sevgili peygamberimiz de bilim (ilim) konusunda şöyle buyurur: 

     “İlim ve hikmet, Mü’minin yitiğidir. Her nerede bulursa alır.”
 
    “Dünyayı isteyen ilme sarılsın, âhireti isteyen ilme sarılsın, hem dünyayı hem âhireti isteyen yine ilme sarılsın.”(Tac, İlim)
“İlim aramak her Müslümana farzdır.” “İlim Çin’de olsa bile alınız.”(Feyz ül Kadir, İlim)

    Tüm bu âyet ve hadislerden anlıyoruz ki, İslam ilime ve bilime çok önem veriyor. İlim hem hayatımızı kolaylaştırıp, medeniyeti geliştiriyor; hem de yeni gelişmeler neticesinde imanımız taklidt derecesinden kurtularak en üst seviyeye çıkıyor. Böylece kul, Allah’a daha yakın oluyor ve Allah’ın sevgisini kazanıyor.



Konu ile ilgili kullanılabilecek birkaç video...



 



Konuyla ilgili kullanılabilecek birkaç resim...





Kuran'ın ilk emrinin "Oku..." olması ne anlama gelir? yorumlayınız...




Leia Mais…

9 Mayıs 2012 Çarşamba

İSLAM'DA DOĞRU BİLGİYE ULAŞMANIN YOLLARI: AKIL, VAHİY VE DUYULAR

Beş duyumuz insan oğlunun bilgi edinmesine yardımcı olur. Bu bilgi edinmede beş duyumuzun alt ve üst sınırları vardır. Beş duyumuz bütün oyları ve varlık bilgilerini kavrayamaz, kainatı ve tabiatı dolduran bütün verileri idrak edemez. İşte bu noktada akıl devreye girer ve beş duyunun hatalarını, kusurlarını bertaraf etmeye çalışır. Örneğin beş duyu organımızdan birisi olan göz, güneşi düz bir tabak gibi görür. Ve beklide bir avuç olarak idrak etmemizi sağlar. Bu noktada devreye giren akıl güneşin perspektif açısını idrak eder, ve dünya ile arasındaki mesafeyi hatırlamamızı sağlayarak, güneşin aslında ne kadar büyük olduğunu bilmemizi sağlar.
Bu noktada anlarız ki beş buyu gerçeği yakalama da yetersiz veriler iletir. Bu verileri düzeltmekte akıl yardımcı olur. Ama insan aklı da bir aklı selime muhtaçtır. Bu aklı selim vahiydir.

KONUYU ÖĞRENCİLERE AŞAĞIDAKİ RESİMLERİ SLAYT HALİNDE GÖSTEREREK DE ANLATABİLİRİZ...

Leia Mais…

27 Nisan 2012 Cuma

İSLAM'DA BİLGİNİN KAYNAKLARI

      Bilgi; öğrenme, araştırma, gözlem veya deney yoluyla elde edilen, insan zekasının ve çalışmasının sonucu ortaya çıkan üründür. Gündelik, dinsel, bilimsel bilgiler gibi farklı türleri vardır. İslam’a göre doğru bilgiye akıl, vahiy ve duyularla ulaşılabilir.
Temel olarak bilginin iki kaynağı vardır
     1. Bilimsel bilgi
    Bilimsel bilgi, ölçülebilen olaylar ve oluşumları inceler. Yağmur nasıl oluşur? Su nasıl, kaç derecede kaynar? Bir canlı nasıl oluşur? Buna benzer konular bilimin alanına girer.
     Bilimsel bilgi deneye dayanır; ezberden ya da geleneksel kabullere göre sonuca varmaz. Olayın veya oluşumların nedenlerini derinlemesine inceler ve bunları bulmaya çalışır.
      Bilimsel bilgi, varlıklar arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu araştırır. Sorduğu soru, çoğunlukla  “nasıl” sorusudur.



      2. Dini bilgi 
     Dini bilgi, Allah’ın gönderdiği kutsal kitaplara ve peygamberlerin sözlerine dayanır.
Dini bilgiler, yönlendirici bilgilerdir. İnsan inançlarını ve davranışlarını arıtmayı ve yüceltmeyi amaçlar. Ahlaki kuralların ve değerlerin kaynağıdır.
     Dini bilgi daha çok “neden” sorusunu sorar. Örneğin bilimsel bilgi insanların nasıl oluştuğunu, nasıl doğup büyüdüğünü araştırırken, dini bilgiler insanın hangi amaçla var olduğunu, nasıl yaşaması gerektiğini, davranışlarının nasıl olması gerektiğini açıklar.
    İslam dini, bilimsel bilgiyi, kendi doğrularına kanıt olarak Kuranıkerim’de kullanmış ve onların araştırılmasını emretmiştir. Çünkü bilimsel bilgi ne kadar genişlerse, Allah’ın gücü kudreti ve bilgisinin yüceliği o kadar daha güzel anlaşılır.
   Bilimsel bilgi çok önemlidir. Onun sayesinde düşünce gelişir; karanlıkta kalan konular aydınlanır; teknoloji gelişir; problemlere çözümler bulunur.
   Bununla birlikte bilimsel bilgi tek başına yeterli değildir. Çünkü o, manevi değer üretmez; iyilik, kötülük, sevap günah, inanç, güven, salih amel gibi konular, alanının dışındadır. Hiçbir bilim kitabında, gönülden okunacak ve okuyanı rahatlatacak bir dua yer almaz.
   Kuran-ı Kerim, her iki bilgiyi de önemli görmüş, bir yandan Allah’a inanmayı ve güvenmeyi öğretirken, diğer yandan düşünmeyi emrederek, büyük bir kitaba benzettiği evreni iyi okumayı öğütlemiştir.

     Konuyu Anladık mı?
1- Temel olarak bilginin kaynakları nelerdir?
2- Dini bilginin özelliklerini açıklayınız.
3- Bilimsel bilginin özelliklerini açıklayınız.
4- Kuran-ı Kerim'in her iki bilgi kaynağı hakkındaki görüşlerini yazınız.

Leia Mais…

22 Nisan 2012 Pazar

DİN - BİLİM İLİŞKİSİ


 
KONUYA HAZIRLIK 
a) Bu Konuyu Öğrenmek Bize Neler Kazandıracak? 

b) Bu Konuda Hangi Kelime ve Kavramları Öğreneceğiz? 

c) Bu Konuya Nasıl Hazırlanacağız? 


      Aşağıdaki metni okuyarak ilgili soruları cevaplayın 
      Din, üstün kabul edilen varlığa boyun eğme, onun yetki ve hükümlerini benimseme, şu veya bu şekilde düşünme, yaşama tarzı demektir. Bizim ele aldığımız anlamda din, Allah tarafından, vahiy meleği aracılığıyla gönderilen, peygamberi ve kutsal kitabı olan, hayata yön veren inanç, ibadet ve ahlâk Kuralları bütünüdür.
     Bilim ise akıl, deney ve araştırma yolu ile elde edilen bilgilerin, sistemli bir biçimde incelenmesidir. Bilimsel bilgi evrenseldir, her yerde herkes için geçerlidir. Sonuçlarında yanılma ihtimali en alt düzeydedir. Bilim, ilim anlamında kullanılır. 
       
       Din ve bilimin kaynağı aynı mıdır?

   Dinin kaynağı ilahîdir, yani Allah’tır. Allah’ın kendi gönderdiği buyruklar neticesinde din oluşmuştur. Bilim, Allah’ın yarattığı evreni ve hayatı, yine onun verdiği akıl sayesinde incelediğinden ilahî yönü olmakla beraber, bilimsel çabalar insanidir. Yani bilim, insan ürünüdür. İnsanın belli konulardaki araştırmaları, deney ve bulguları, akıl yoluyla ve sistematik olarak değerlendirmesiyle ulaştığı sonuçlardır. Bilim hayatımızı kolaylaştırır, güzelleştirir, insanın anlam arayışlarına cevap olur.  

      İslam’a göre bilimin değeri nedir?

    a- İslam’a göre bilim, varlıkların gerçeğini ortaya koymaya, eşyayı anlamaya yardım eder. Bunun için bilim adamının çalışmalarında objektif olması gerekmektedir.

   b- İslam’da bilimsel çalışmaların insana ve insanlığa faydalı olması gerektiği vurgulanmıştır.     

  c- Bilimin bir amacı da insanı, Allah’ın varlığına götürmesidir. Objektif bir bilim adamının, Allah’ın varlığını ve birliğini anlayabileceğine dair pek çok ayet ve hadis vardır: “Allah’tan en çok korkanlar, gerçek âlimlerdir.”(Fâtır suresi, 28. ayet)

      Din ve bilim, asla birbirine zıt veya çatışan alanlar değildir. Din, bilimi teşvik eder. Din ve bilim, insanı özgürleştirir. Din ve bilim, insanın anlam arayışına cevaptır. Din ve bilim insanı mutluluğa götürür. 

KONUYU ANLADIK MI?
1- Din ve bilimin kaynağı aynı mıdır?
2- İslam'a göre bilimin değeri nedir?
3- İslam ve bilimin birbirini nasıl tamamladığını açıklayınız.

Din ve bilimin ortak yönlerini ve işlevlerini çocukların daha iyi kavrayabilmesi için hazırladığım ağaç diyagramı.







Leia Mais…